Yaşadığınız yer yurdunuz değil, yurdunuz ise çok uzaklarda. Ama biz yurdumuzu kalbimizde, olduğumuz yere götürüyoruz
Öykü Özman – Minor Empire’n Kurucusu & Solisti
Mendilimin Yeşili’ni söylediler önce sonra Öykü Hanım “Ankara’nın bu yağmurlu ve soğuk havasında bizleri dinlemek için geldiniz, biz de en güzel eserlerimizi sizler için söyleyeceğiz” dedi ve gerçekten de söylediler, yani gerçekten.
01 Ekim 2017 günü Minor Empire, MEB Şura’da Ankaralı sevenleriyle buluştu. Geçtiğimiz günlerde ikinci albümleri “Uprooted”ı çıkaran grup, bu albümün mini turnesini Ankara konseri ile tamamlamış oldu. Birkaç ay sonra tekrar bir turneye çıkacaklarını söyleyen Öykü Hanım sevenlerinin ve konseri kaçıranların yüreklerine su serpti.
Konseri anlatmadan önce Minor Empire’ı kısaca anlatalım.
Minor Empire Kanada’nın bağrında yaşayan iki Türk müzsiyenin kurduğu özgün müzik yapan bir gruptur. Grubun adı Anadolu’nun tarihte kullanılan adlarından biri olan küçük asya – asia minor ve Türk müziğinde sık kullanılan minör akkor ile İngilizce’de kafasına estiği gibi yaşayanları tanımlamak için kullanılan bir deyiminden esinlenerek oluşturulmuştur. Türküler ile batı müzik formlarını (caz, blues) bir araya getiren grup ilk albümü Second Nature ile birçok ödül almıştır.
Minor Empire’da müziğin birleştirici yanını görüyorsunuz. Yabancı bir bas gitarist ile yerli bir kanuni konuşmadan notalar eşliğinde bir Türk müziğinde aynı duyguyu hissedebiliyor ve hissettirebiliyorlar. Sanatın, hakikatten bir önceki durak olduğunu bu tür konserlerde çok daha iyi idrak ediyorsunuz. Sahneden çıkan o ezgiyle herkes nevi şahsına münhasır bir şekilde vecde kapılıyor.
Konsere geçecek olursak, gerçekten büyüleyici bir konser idi. Büyüleyici kelimesini kullanmamın sebebi, Öykü Hanım’ın sahnede şarkıyı tanımlarken kullandığı cümle: “Bir kişi içinde bir şeyler yaşıyor, bir büyü yaşıyor ve o kişi büyüsünü paylaşınca şarkı oluyor.” Bu dediği öylesine doğruydu ki konserden çıkan insanlar büyülenmişti. Kanuni Taner Bey’in soloları salondan alkış değil alkışlar aldı zira kendisi müziği aldı başka alemlere götürüp geri getirdi. Yine gitaristlerin soloları da büyük beğeni topladı. Konserde gruptaki yabancıların en çok “Hey Onbeşli” türküsünü icra etmeyi sevdiklerini de öğrenmiş olduk. (Yemeklerimizi de çok sevmişler) Minor Empire, yeni albümünden de şarkılar söyledi. Özellikle “İki ileri bir geri” şarkısı çok vurucu. Konserin benim için özel kılan diğer durum ise hem Keklik Dağlarda Çağılar hem de İki Keklik türkülerini söylemeleri oldu. Ayrıca Karahisar Kalesi’nin en güzel icrasını da bu konserde dinlemek nasip oldu.Ayrıca Öykü Hanım, sadece sesi ile değil muhabbeti ve samimiyeti ile de dinleyicileri etkiledi.
Konsere dair esas söylemek istediğim şey ise Öykü Özman’ın Sesi.
Âşık olunası bir ses…
Böylesine berrak bir ses…
Böylesine muhteşem bir ses…
İnsanı can evinden vuran bir ses…
Öylesine bir ses ki geçmiş zamanlarda uğruna savaşlar çıkardı.
Türküleri söylerken o inişleri o çıkışları sanıyorum dikkat kesilenleri başka alemlere götürmüştür.
Şunu diyebilirim ki grubun canlı performansı o kadar iyi ki albüm kayıtları yanına bile yaklaşamıyor.
Efendim, ilim bir nokta imiş cahiller onu çoğaltmış derler, biz de fazla söz söylemişsek affola.
Minor Empire geldi, bir daha gelecekler.
Brenna MacCrimmon ne olur sen de gel.
Hani bizim buralarda bir deyiş popüler oldu: Brenna, Come to Turkey!
Okuduğunuz için teşekkürler.
Bir yanıt yazın