Yıl: 2016

  • Güzelliğin Peşinde

    Güzelliğin Peşinde

    yazar:

    kategori:

    Güzelliğin peşinde koşmak zorundayız hiç olmadığı kadar büyük bir aşkla. İnsanların umudunun kurumaya yüz tuttuğu şu zor zamanlarda elimizde bidonlarla damacanalarla insanlara koşmalıyız. İnsanlara “Dur bir dinle(n)!, Yavaşla!” demeliyiz sonra ellerinden tutup onlara ağaçları ve hayvanları sevmesini, gökyüzünü ve yıldızları izlemesini öğretmeliyiz. Dikilen binalar, dökülen asfaltlar her ne kadar yerle bir etse de bu güzellikleri…

  • Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm V: Final

    Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm V: Final

    Hayal meyal hatırlıyorum o günü: “Ruhum bunalmış, huzuru İzmir Konak sahilindeki banklarda, Üçyol merdivenlerinde bulduğum zamanlar. Çamlar altında çekirdek kola, kütüphane altında bazen gırgır şamatalar bazen kitap okumalar. Kur’an’dan bir tefeül yapıyorum. Üst üste Hz. Meryem ile ilgili ayetler çıkıyor.” — Ihlamur Vadisi’nin oradaki bankta eflâtun şemsiyeli kız tek başına oturuyordu. Hafiften çiseleyen yağmura aldırış…

  • Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm IV: Bahçe

    Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm IV: Bahçe

    Hayal meyal hatırlıyorum o günü: “Lise yıllarımda yine buhranlar sarmış dört bir tarafımı. Yağmurla karışık fırtına ardı sıra deviriyor çöp tenekelerini. Herkes bir taraflara doğru kaçışırken ben usul usul yürüyorum kantine doğru. “İçimde kopan fırtınaların yanında bu fırtına ne ki?” deyip tebessüm ediyorum.” — Bir eflatun şemsiye onca paltonun arasında tek başına duruyordu. Artık zaman…

  • Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm III: Mektup

    Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm III: Mektup

    Hayal meyal hatırlıyorum o günü: “Gecenin bir yarısı halı sahanın etrafını tavaf ediyorum. Emektar gri paltom ile İzmir’in ayazına meydan okuyoruz. Derken üstüme bir ağırlık çöküyor, altında eziliyorum. Kalem ve kağıda sarılıp şiirlerle bezenmiş bir mektup yazıyorum. Alıcısını bilmediğim bu mektubu zarf yerine bir cam şişenin içine koyup Ege Denizi’nin kucağına bırakıyorum.” — … Sevgili…

  • Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm II: Erguvan

    Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm II: Erguvan

    Hayal meyal hatırlıyorum o günü: “Önümde boy boy test kitapları, sağımda ve solumda ise okuduğum ve okuyacağım kitaplar. Elimde de bir falçata. Karşılaştığım zorluklarda bileğimi değil, sorun çıkaran soruları kesiyorum. Rengârenk zarflar ardı sıra dizilmiş. İçi mektuplarla değil soru(n)larla dolu. Eflâtun renkli zarfı alıyorum, içi bomboş. Sebebi belli zira üstünde matematik yazıyor.” — Nefes nefese…

  • Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm I: Bülbül

    Bir Eflâtun Şemsiye – Bölüm I: Bülbül

    “ Hayal meyal hatırlıyorum o günü: “Masam dağınık, fikirlerim hercümerç olmuş bir durumda. Sınıfa giren okulun en yaşlı hocası masaya baktıktan sonra bana tebessüm ederek sesleniyor: “Sende Einstein zekâsı var.” Hocam ile birlikte ben de tebessüm ediyorum çünkü dağınıklığımdan ötürü daha önce hiç iltifata mazhar olmamıştım.” — Kafam yine çok dolu. Önümde iki defter duruyor:…

  • Dört Köşeli Eylül

    Dört Köşeli Eylül

    yazar:

    kategori:

    “… O zaman eylül kendisine, doğada ilk yılgınlık ayı, ölümlülüğü ilk duyma ayı, ilk yararsız ve acı mücadele arzusu gibi, hayatın ne olduğunu anlayıp farkına varılmadan geçen güzel geçmişin özlemiyle ilk boynu bükülen ay gibi göründü. Mehmet Rauf – Eylül” Bundan iki yıl önceydi. Yaz mevsiminin bittiğinin habercisi olan eylül ayı çoktan gelmişti. Sararmış yapraklar,…